15 Şubat 2014 Cumartesi

TÜRKLERE DÜŞMAN DEĞİLMİŞ !














Bak bak... !!!
Adama bak... !!!
Bir dediğine bak... !!!
Bir de dediği yere ve makamına bak... !!! 
İyi bak... !!!


Özel harekat timlerinin içinde bıyıkları aşağı doğru sarkık, tipik MHP militanı görüntüsü veren yanlış insanlar vardı”  diyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik; 

"BEN TÜRKLERE DÜŞMAN DEĞİLİM

diyor…..!

Senin 'dostluğun'u yesinler emi?

Kendini fena açık etmişin Sayın Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin. 

Açıkça ve aleni bir şekilde, üstelik ulu orta 'ben Türk Değilim' diyorsun! 

Tamam.....!

TÜRK olmayabilirsin....

Ama Türklere ve Türklüğe sataşmayı bırak artık. 

Her şeyi bitirdin de şimdi Türklerin kıllarına ve bıyıklarına mı taktın?

Neredeyse engellenemez hırsına yenik düşüp Türklüğü yasaklayan kararnamelere alet edeceksin makamını… 

Bulunduğun yerin Türkiye olduğunu unuttun galiba. !!!

Ne yaptınız da böylesine kendinizden geçtiniz? 

Burası Irak’ın Kuzeyi değil Sn. Genel Başkan Yardımcısı Çelik efendi.




KENDİNE GEL !!!

Üstelik düşman olsan kaç yazar ? 

Ateş olsan cürmünüz kadar yer yakarsın !!! 

Ayıp, ayıp… !!!



Senin konumundaki bir insan, milletin infialine neden olacak bu lafları böylesine ucuz kullanamaz. 

Senin dediğini en son İmralı sakini APO demişti. 

Hem de uçakta !

Ama o bile senden daha sempatikti.. 

Benim anam Türk, ben Türkleri severim” diyordu kara göz bandajları açılırken….

Ne yani... ?

Apo bile yumuşadı, ben ondan daha mı radikalim mi diyorsun? 

Madem başladın, gerisini getir. 

Elinde, eteğinde ne varsa dök. 

Karnındakileri de kus artık. 

Geveleyip durma ! 

Hadi, ne diyeceksen de artık… 

Ne günlere kaldık yarabbim… 

Sen aklımıza mukayyet ol

Kimin aklına gelirdi, bir gün gelecek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Partisinin Genel Başkan Yardımcısı; 


BEN TÜRKLERE DÜŞMAN DEĞİLİM” 

diyecek.... !

Daha acısı bunu iyi ve doğru bir şey diyorum havasında yapacak. 

Gözlerimizin içine baka baka ve utanmadan…



Sen git o düdüğünü dağda çal !

Sayın Başbakan;


‘Türk Düşmanı Olmayan’(!) bu güzide ve nadide yardımcınızı önce yüce Allah’a sonra size havale ediyorum. 

Yok eğer bu siyaset ucubesi gelişmeyi referandum özgürlüklerinizin bir parçası olarak görüyorsanız şimdiden kaybettiniz!




En azından benim 'EVET’imi…..

Ali Aslan Dumanol 
2010/ ANKARA



Hiç yorum yok:

Talabani’nin Straji-Komik Rüyası !



Fazla kilolarını bahane ederek Anıtkabirdeki merdivenleri çıkmayan Tala(n)bani Konuk defterine yazdığı cümlelerden birinde şöyle bir şey saçmaladı:

“Atatürk parçalanan Osmanlı İmparatorluğunun eski topraklarında kurulan Irak Cumhuriyetini tanımıştı. Atatürk onun için büyük bir liderdir”


Yani ???

Bu sözlerin deşifresi aynen şöyledir Efendim:

[Sizde yarın “Eski Türkiye”(!) Toprakları üzerinde kurulmuş Kürt Cumhuriyetini bir gün tanıyacaksınız. Bu tanımayı gerçekleştirecek olan lideriniz Atatürk kadar büyük bir lider olacaktır.]

TALAN sırası Türkiye'ye mi geldi diyorsun? 

Daha açık konuşmaya dilin mi varmıyor yoksa gücün mü yetmiyor? 

Madem böyle ne geveliyorsun be adam?

Bu gariban hayali, beklenti hiçbir diplomatik kurala ve geleneğe sığamayacak kadar büyük bir densizlik ve edeb aşkınlığıdır! 

Fevkalade büyük bir yersizlik ve tecessüstür...

Bakalım bu (şeref) hangi devlet “büyüğümüz”e (!) nasip olacak !

Bence Atatürk’ün mozolesine bilerek çıkmadı. 

Çıkamadı. 

Eğer çıksaydı, Ata’nın ruhunun bile o’nu susturmaya, ezberini bozmaya, bildiklerini de unutturmaya yeteceğini biliyordu…

Ne günlere kaldık Ya Rabbim….

Kendisini Güler yüzlerle ‘Çankaya’da ağırlayan erkan umarım bu gayet açık olarak verilen küstah ve rezil ‘kripto’nun farkındadır.

Ne dersiniz? Farkındamıdır?

Ama sakın biri bana “lades” demesin !

Saygılarımla,
Ali Aslan DUMANOL 



Hiç yorum yok:

87 YIL ÖNCE ve 87 YIL SONRA



YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce onlarca farklı etnik kökenden mucizevî şekilde bir devlet kurmuştuk...
87 yıl sonra bir devletten yine mucizevî şekilde iki-üç devlet çıkarma sevdasına kapılanlarla uğraşıyoruz!

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Osmanlının son çeyreğinde TÜRKLER PLAN'lı bir şekilde soykırıma uğratılmıştır.
Farklı etnik kökenlerden bir devlet çıkardık demeye devam ederseniz, farklı etnik kökenler farklılaşma haklarını kullanmaya devam ederler.


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce tek ulus olabilmek için, ortak dilimizi en iyi konuşmanın ve yazmanın derdindeydik... 
Amacımız birlik olup, güçlenmekti... 
87 yıl sonra ortak dilden vazgeçtik. 
Bölünüp, güçlerimizi ayırmaya odaklandık!

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Dil kurumunun başındaki M. Dilaçan kimdi? Söyleyeyim.
Türk Dilini kurtaran(!) Mister Agop Martayan DİLAÇAN!
Kim koydu O'nu oraya?
Neden?

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce dinimizi, kendi dilimizle öğrenip, gereklerini yerine getirmek için atağa kalkmıştık... 
87 yıl sonra dinimizi, kendi dilimizle öğrenme ve ibadet etme hakkımızı kaybettik! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Kendi dilimiz derken... ?
En başta farklı etnik kökenlerden kurduk bu cumhuriyeti yazmışsınız!

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce çıktığımız yolda, fakir ulusa para kazanmayı öğretmek için Köy Enstitüleri kuruyorduk... 
87 yıl sonra geldiğimiz nokta, fakir ulusa oy karşılığı erzak ve kömür dağıtmak! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Köy enstitüleri komisyonculuk okullarımıydı yani?
Yoksa bankerlik kursları mı?
O halde niye öğretemediler.
Şu anda yaşayan köy enstitüleri mezunları neden çok FAKİR?
NEDEN? 

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce fabrikalar inşa ediyorduk... 
87 yıl sonra bu fabrikaların tamamını sattık. 
Sattıklarımızın yarısından fazlasının kapanmasına göz yumduk! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
87 yıllık fabrikalar kapanmasa ne olacaktı ki?
Neden yenilerini kuramadı(nız)k? 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce sanayide ve tarımda kendine yeter bir ülke haline gelmek için atağa kalkmıştık... 
87 yıl sonra toplu iğneyi ve karpuzu bile ithal eder olduk! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Bu hatalar Osmanlı’da Avrupa’dan adam(!) ithalatıyla başladı....!
İthal adamaların geldikleri (öldürüldükleri ve işkence edildikleri) yerlere bağlı kalmaları anlaşılır gibi değil.... 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce hayata geçirdiğimiz modelle Avrupaya özgürlük ve demokrasi dersi veriyorduk... 
87 yıl sonra özgür ve demokrat olmadığımız için Avrupa Birliğine alınmıyoruz! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Oturup hep beraber zırlaşalım o zaman..
Hatta Avrupalılara el açıp yalvaralım.... 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce benimsediğimiz sistemle kadınlarımızı kısa sürede seçme ve seçilme hakkına kavuşturmuştuk...
Dünyaya örnektik...
87 yıl sonra kadınlarımıza, Siz sadece doğurun... Çalışmayın, üretmeyin, sizin yeriniz evinizdir dediğimiz için, kadın-erkek eşitliği sıralamalarında dünyaya rezil oluyoruz!

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Hala KADIN - ERKEK ayrımı yaptığınızın farkındamısınız?
Bu genetiğinize sinmiş bir kere..
Çıkmaz artık!
Kadın,i erkek filan unutun artık..
İnsan var.. İNSAN!
Sen kimsin ki kendini kadından üstün görüp O'na HAK vereceksin?
BU EN BANAZ YOBAZ KAFALILIK değildir de nedir?

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce pozitif bilimleri öğreniyorduk... 
87 yıl sonra metafiziğe merak sardık! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Simyacılarımız sağ olsun. Pek yakında Kurşun'u Altın'a çevirmeyi de öğreneceğiz inşallah! 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce kız-erkek bir arada okuyorduk...
87 yıl sonra karşı cinsin bizim için ne kadar tehlikeli olduğunu keşfettik ve okullarımızı ayırdık! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Modern batılı Avrupa Manastılarından ve Rahibe okullarından ve kız kolejlerinden bahsediyorsunuz galiba.... ! 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce çok sesli müzik dinleyip, vals yapmaya çalışıyorduk... 
87 yıl sonra açık alanlarda ilahi dinleyip, biz bize kaldığımızda göbek atıyoruz! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Vals YAPMAYA ÇALIŞIYORDUK derken istemeden de olsa samimileşmişsiniz!
Tebrik ederim...
Çünkü hayatınız YAPMAYA ÇALIŞMAKLARLA geçiyor.... !
Bir kez de kendiniz olmayı deneseniz! VARSA(nız) tabii!
Bari bizim yakamızdan düşünüz sayın VALSciler.......! 

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce hukuk devletine geçmiştik; kadı efendilerin yerini cumhuriyet savcıları ve hâkimler almıştı...
87 yıl sonra temel hukuk kurallarını, ulemaların fetvalarıyla tartışır olduk! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Hukuk Devleti mi dediniz?
87 yıl önce mi? 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce öğretmenlerimiz başımızın tacıydı...
87 yıl sonra milyonlarca öğretmen adayı açıkta ve başımızın belası(!) 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Kaç kere baş tacınıza evinize sıcak bir çay içirdiniz?
Kaç kere Baş taçlarınıza bayram ziyaretleri yaptınız?
Kaç kere Baş taçlarınızın hastalıklarında yanında oldunuz?
KAÇ KERE? 

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce yüzlerce ayrı meslekten esnafın bir arada çalıştığı çarşılarımız vardı... 
87 yıl sonra sadece Çin ve Avrupa mallarının bir arada satıldığı alışveriş merkezlerimiz! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
O çarşılarda hiç Türk yoktu.
Kalmamıştı.
Toptan Öldürüldüler uydurmaca savaşlarla!
ÇARŞILAR onlara kalsın diye....
Şimdilerde bir iki kişi var en azından! 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce Karaköy-Beşiktaş arasını at arabasıyla 15 dakikada gidiyorduk... 
87 yıl sonra yüz binlerce liralık lüks otomobillerle iki saatte gidemiyoruz!

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Araba alacağınıza bir at alınız o zaman.
30 dakika da olur derseniz kelepir bir eşek!

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce Atatürk’ün nerede ne zaman karşımıza çıkacağı belli değildi... 
87 yıl sonra yollar bir saat önceden kesildiği için, devlet adamlarımızın nerede ne yaptıklarını bizzat takip ediyoruz! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Dünyada, neredeyse bütün başbakanlarının öldürüldüğü başka bir ülke var mı?
(Büyük Atatürk dâhil) 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce cahilden ve okumamıştan korkuyorduk... 
87 yıl sonra okumuşları kodese tıkıp, cahillere umut bağlar olduk! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Kaleminiz sürçmüş herhalde.
Bu doğru çünkü! 

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce milletvekilliği yemini bir anlam taşıyordu... 
87 yıl sonra bir formalite oldu! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Pardon...
Ne anlam taşıyordu acaba?
O anlamların sonucu bu günler değil mi?
O zaman ağlamayı kesiniz......

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce annelerimizin, ablalarımızın başı yine bağlıydı ama altlarına daracık pantolonlar giymiyorlardı... 
87 yıl sonra bazı kadınlarımız dini kuralları yeniden yorumlayıp, seksi kıyafeti, makyajı ve türbanı bir araya getirdi! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
O zamanlar DARACIK pantolonlar yoktu!
Olsaydı Vallahi giyerdi o ablalarınız!
Zaten o zamanın en moda şeylerini giymeyi pek severlerdi.
Ayrıca TESETTÜR bir Hz. İBRAHİM(ilik) geleneğidir.!
Siz hiç Türk Tarihinde Asya’da başı bağlı bir Türk kadını görünüz mü?
Duydunuz mu?


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce Araplar bizi taklit etmeye çalışıyordu... 
87 yıl sonra biz Arap hayranı olduk! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
BİZ derken?
Neyimizi taklit ediyorlardı?
Taklit ettiğimiz VALSleri olmasın?
87 yıl önce Araplar Türkleri hain bir plan dâhilinde pusulara düşürüp öldürüyorlardı...
(İşbirlikçi yerli hainlerimiz yüzünden) 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce Anadolu’nun en küçük kasabasında bile, kimse kimsenin yediğine-içtiğine karışmıyordu... 
87 yıl sonra bazı büyük şehirlerde bile içkili lokanta kalmadı! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
87 yıl öncesi nerede yazıyor?
Hangi kitap? Hangi devlet arşivi?
Bunu civcivlere verdim.....
Yesinler...

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce otobüs firmaları için bilet satan amcalar yolcunun cinsiyetini merak etmiyordu... 
87 yıl sonra Bayan yanı mı? yı keşfettik! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
87 yıl önce otobüs firmaları ha!
Hangileri acaba...
1–2 sinin adını alsam...
Var mı? 

YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce Kurtuluş Savaşını kazanıp cumhuriyeti kuranları saygıyla ve rahmetle anıyorduk... 
87 yıl sonra Neden padişah efendimizi gönderdiniz diye hakaret ediyoruz! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
87 yıl önce Rahmet okuyacak adam mı kalmıştı bir iki yaşlı, malul ve çoluk çocuktan başka?
AHLAKSIZ ve REZİL bir tür (insan türü) 14, 15 yaşındaki Türk’lere bile yaşam hakkı tanımadı! 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce Mustafa Kemal Paşa, Çok Yaşa diyorduk... 
87 yıl sonra yeniden Padişahım Çok Yaşa demeye başladık... 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Artık hepsi rahmetli oldular.
Sonsuz şükranlarımızla...
Artık Yarınlara baksak?
Ve "kendi" gözlerimizle...
Ne dersiniz? 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce ülkeyi nasıl yöneteceğimize Türkiye Büyük Millet Meclisinde karar veriyorduk... 
87 yıl sonra ABDye ve ABye sormadan karar alamaz olduk! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
İŞGALCİLER bu gün Irak'tan çıkıyorlar...
87 yıl öncede Türkiye'den çıkıyorlardı... !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce millet olmayı öğreniyorduk... 
87 yıl sonra ümmet olmayı dayatıyorlar! 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Yani 87 yıl öncesinde ve daha öncesinde Millet değildik diyorsunuz öylemi?
HALT ETMİŞSİNİZ SİZ!
Sizce Millet olmak denek ne demek?
Olamadıysanız o "siz'in" kabahatiniz..
Biz Türklerin değil! 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce Cumhuriyet ilan edildiğinde tüm kentlerin en büyük meydanlarını doldurup, büyük bir sevinç yaşamıştık... 
87 yıl sonra resmi tatili fırsat bilip, iki-üç gün kaçamak yaptığımız için seviniyoruz... 

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Eeeee...
Geride eğitimli, yetişmiş bir Türk kalmaz ise sonuca şaşırmamak lazım.
Öyle değil mi? 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce onca yokluk içinde mutlu ve umutluyduk... 87 yıl sonra her şeyimiz var ama ne mutluyuz ne de umutlu!

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Sizleri bilmem. Anadolu Türklüğü yüzyıllardır garip ve yetimdir. Hep, ama hep hüzünlüdür. Tüm geçmişi YOK EDİLMİŞTİR! 


YAZI: (AUUDPLATFORMU)
87 yıl önce geleceğimiz vardı... 
87 yıl sonra yarının ne getireceğini bilemez olduk!

CEVAP: (Ali Aslan DUMANOL)
Artık var!
Geleceğimiz için umutlar daha büyük şimdilerde......

Hiç yorum yok:

SERT KIVRIMLI, ÇOK PARÇALI ve “İZLENME”Lİ (!) YENİ DUNYA HARİTASI

Dünyanın yeniden şekillendirilme çabalarının tam merkez eksenindeyiz.



Dünya, ulu orta ve hayasızca yeniden düzenlendiriliyor. 

Şer koalisyonu birlikleri, ağızlarından sarkan köpüklü salyalarıyla önüne gelene havlıyor, önüne geleni ısırıyor.

Kudurmuşlar sürüsü globalizm virüslerini hızla yayıyorlar.

Virüs küresel çetelerin beynine ulaşmış bir kere..

Geri dönüş yok..

Ya topluca itlaf olacaklar, ya da kuduz tüm dünyayı saracak..

Herkes bu savaşın içinde.

Sakın kimse kendini dışarıda ve güvende hissetmesin.

Tarihler boyunca her türlü salgının durdurulma ve kırılma noktası olan Anadolu son ve en ağır misyonunu üstlenmiş durumda.

Ama bu gelmiş geçmiş en zor misyonu okuyabilmek ve anlayabilmek neredeyse imkansız.

Bu okunamama durumu iyimi kötü mü zaman gösterecek.

Ama emin olduğum bir şey var.

Görenler, gösterilenler ve görmesi gerekenler iyi görecek.

Bir görecek, tam görecek.

Alıyoruz satıyoruz, açıyoruz kapatıyoruz, giriyoruz çıkıyoruz güncellemelerindeyiz şimdilik.

Bunlar görüntülendirilmesine izin verilmiş güncel evcilikler.

Alttan ve derinden büyük tezgahlar döndürülmekte inceden inceden.

Nano-Mikro esaret kapımızda!

Ülke kapısı değil, evimizin kapısında..

Aydınlaaarrrr!

Nerelerdesiniz.?

Aman saklanmaya devam edin ve sakın ortaya çıkmayın da  daha fazla kararmayalım.

Neler mi döndürülüyor?

İşte hissettiklerim ve sezgilediklerimden

bir iki örnek, aşağıda bilgi ve incelemelerinize sunuyorum.

Umarım hoş(!)ça vakit geçirirsiniz.


Not: Dijital kimlik uygulamaları Amerika Teksas’da çok büyük sığır çiftliklerinde denemiş. Atlı kovboylarla, Ciplerle, hatta helikopterlerle kontrol edilemeyen devasa sığır sürüleri problem olunca, her sığırın boynunda dijital bir tasma yerleştirmişler. Sonrasında belirlenen “manyetik sınır”lara yoğun ve etkileyici dijital yayınlar yapılmış. Manyetik sınırı aşmaya çalışan sığırlar kusarak bayılmışlar. Şartlı refleks geliştirip sanal sınırları tanımışlar ve “belirlenmiş” alanlarında huzurla otlamaya devam etmişler.. 

Şimdiler de ise “elektronik tasma” dan “dijital kimliğe” dönüşmüş teknolojinin öncelikli olarak hangi bölgelerde uygulanacağı çok merak konusu imiş!

Rant öncelikli sözde teknoloji meraklılarına “hayırlı otlama”lar dilerim.

Tabii otlayacak ot bulabilirlerse..

İhtiraslı çıkarları peşindeki çılgın koşuları sonunda yeşili bile kalmamış kurak bir çayırda bitecek anlaşılan..

Satmaya, sattırmaya, vermeye, devretmeye, kapatmaya, örtmeye, talana, özelleştirmeye devam edin siz.

Üstelik, Türk Askerine küstahça davranmaya…. 

Son otlayan iyi otlayacak…… !!! 

Ali Aslan DUMANOL  
01 MART 2008
Ankara



Akıllı kart !
TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) ile Plastikkart Akıllı Kart İletişim Sistemleri Sanayi ve Ticaret AŞ (Plastkart), akıllı kart konusunda iş birliğine gitti. TÜBİTAK UEKAE Müdürü Önder Yetiş ve Plastkart Genel Müdürü Ali Yıldız, ‘’Türkiye aklını kullanıyor’’ sloganıyla tanıtılan AKİS’in 5 yıllık kullanım lisans hakkının Plastkart’a verilmesi dolayısıyla anlaşma imzaladı. İş birliği kapsamında TÜBİTAK UEKAE tarafından geliştirilen ve önümüzdeki dönemde ulusal kimlik kartı ile dijital imza projelerinde kullanılmaya hazır, tamamı ulusal bir kart işletim sistemi olan Akıllı Kart İşletim Sistemi (AKİS), ürettirilen çiplere yüklenerek Plastkart’a teslim edilecek. TÜBİTAK UEKAE Proje Yöneticisi Mustafa Başak da yaptığı konuşmada akıllı kartların güvenilir, izlenebilir (!), denetlenebilir, uyumlu ve esnek olduğunu belirterek, nüfus sayımı, seçimler, askerlik belgeleri, evlilik cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport, SSK karneleri ile Sağlık ve Maliye bakanlıkları ile belediye uygulamalarında kullanılabileceğini kaydetti.


Biyometrik kart geliyor !
Kimlik kartı yerine kullanılacak olan, biyometrik veriler de içeren "elektronik vatandaşlık kartı" için çalışmalar pilot bölge oluşturularak başlayacak. Kimlik kartı yerine kullanılacak olan, biyometrik veriler de içeren "elektronik vatandaşlık kartı" için çalışmalar başlıyor. Elektronik vatandaşlık kartı ilk aşamada belirlenecek olan pilot bölgede hayata geçecek. Vatandaşlık Kartı Projesiyle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzalı Başbakanlık Genelgesi bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı.  Genelgeye göre vatandaşlık kartının hayata geçirilmesi öncelikle sağlık ve sosyal güvenlik alanında olacak. Pilot proje 3 aşamadan oluşacak. Birinci aşamada, vatandaşlık kartı, kart okuyucular, TÜBİTAK- Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE) tarafından geliştirilecek işletim sistemi ve uygulamaların testi UEKAE içerisinde yapılacak. İkinci aşamada, ilgili tarafların kararıyla belirlenecek bir ilçede, 10 bin vatandaşı kapsayan bir pilot uygulama gerçekleştirilecek. Üçüncü aşamada ise uygulama 300 bin vatandaşı kapsayacak şekilde, ikinci aşamanın uygulandığı ilçenin bağlı bulunduğu ilde denenecek. Vatandaşlık kartının basımı, dağıtımı ve sağlık hizmetlerinde kullanımına yönelik süreçlerin de test edilmesi açısından, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı da pilot uygulamaya katılacak. Pilot uygulamanın her aşamasında, bir sonraki aşamaya geçmeden önce Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve ilgili taraflar yakın işbirliği içerisinde uygulamayı değerlendirecek. Vatandaş memnuniyeti, ölçeklendirme ve uygulanabilirlik açısından başarı sağlandığında, eylemin sorumlu ve ilgili kurumlarıyla birlikte karar verilerek, bir sonraki aşamaya geçilecek. Vatandaşlık kartının, ülke geneline yaygınlaştırılması aşamasında kartın tüm vatandaşlar için üretilmesi ve dağıtılması görevini eylemin sorumlu kuruluşu Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü üstlenecek. Bu aşamada, vatandaşlık kartı eyleminin hayata geçirilmesindeki diğer yonga üretimi (!), kart basımı ve benzeri süreçler, işin mali ve ekonomik yönü de göz önüne alınarak, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü sorumluluğunda yürütülecek. BİYOMETRİK (!) VERİLER KULLANILACAK: Halen kullanımda olan nüfus cüzdanının yerini alacak olan vatandaşlık kartı üzerinde sadece statik bilgiler yer alacak, değişken bilgilere yer verilmeyecek. Kart içerisinde temel olarak kart sahibine ait kimlik bilgileri bulunacak. Vatandaşlık kartı ile sağlanan hizmetlerde, hizmetin özelliğine göre farklı güvenlik seviyelerinde kimlik doğrulama yöntemleri olan şifre, fotoğraf, biyometrik veri kullanılabilecek. Biyometrik kimlik doğrulama yöntemi olarak parmak izi eşleştirmesi kullanılacak. Parmak izi verisi sadece kartın üzerinde bulunacak, merkezi herhangi bir veritabanında tutulmayacak. Başbakanlık genelgesinde proje kapsamında tüm kamu kurum ve kuruluşların eş güdüm içinde çalışması istendi.


Bu da telefonlar (!) için (önemli satır araları var)
Telekomünikasyon Kurumu, GSM Telefon Cihazlarının kayıt altına alınmasını düzenleyen Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazlara Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de Yayımlandı Telekomünikasyon Kurumu, Ankara, 18.10.2005 Kamuoyunda daha çok kayıtsız GSM Telefon Cihazlarının kayıt altına alınmasıyla ilgili olarak anılan “Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazlara Dair Yönetmelik 18 Ekim 2005 tarihli ve 25970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.5392 sayılı yasa ile değişiklik yapılan 2813 sayılı Telsiz Kanunu’na dayanılarak çıkarılan Yönetmelik, elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kullanımı ve işletmecilerin sorumluluklarına dair usul ve esasları düzenliyor.Son yıllarda GSM Telefon Cihazları ile ilgili olarak artan cinayet, gasp, çalınma gibi sosyal boyutlu ve kaçakçılık gibi ekonomik boyutlu sorunların, varolan düzenlemelerle istenilen ölçüde önlenememesi nedeniyle, 2813 sayılı Telsiz Kanununda değişiklik yapan 5392 sayılı kanunla bu sorunların önlenmesine ilişkin yeni bir düzenleme yapıldı. Bu yasanın uygulamasına Yönelik olarak çıkarılan “Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazlara Dair Yönetmelik” bir yandan Kurum tarafından yetkilendirilerek faaliyet gösteren işletmeciler ile elektronik kimlik bilgisini haiz cihaz kullanıcılarının sorumluluklarını, diğer yandan geçici maddeleriyle 13 Aralık 2005 tarihine kadar kayıtsız cihazların kayıt altına alınmasına ilişkin düzenlemeleri kapsıyor. İşletmeciler, abone kayıt işlemleri sırasında 22/12/2004 tarihli ve 25678 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Telekomünikasyon Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliğine uygun şekilde düzenlenmiş abonelik sözleşmesinin eksiksiz tanzim edilmesi ve sözleşmenin yanında ; Bireysel aboneliklerde nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, basın kartı, avukatlık kimlik belgesi, askeri kimlik belgesi veya kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için işyeri kimlik belgesi, Evlilik Cüzdanı veya pasaportun; Kurumsal aboneliklerde yetkili kişinin nüfus cüzdanı veya sürücü belgesi ile imza sirküsünün; Yabancı uyrukluların aboneliklerinde geçerlilik tarihi uygun pasaport, gemi adamı belgesi veya Nato kimlik belgesinin, birer suretinin abone sözleşmesi ile birlikte muhafaza edilmesiyle yükümlüdür. Kurumun oluşturmakta olduğu ve 13 Aralık 2005 tarihi itibarıyla çalışmaya başlayacak olan Merkezi mobil cihaz kimlik tanımı veri tabanı (MCKS -CEIR), tüm elektronik kimlik bilgisi (UMCK-IMEI) taşıyan cihazların, elektronik kimlik bilgilerinin işlendiği ve hareketlerinin izlendiği bir liste olarak düzenlenecek. Elektronik Kimlik Bilgisi değiştirilmiş, Kurum tarafından onaylanmamış ya da kullanıcısının isteği dışında elinden çıkan cihazların elektronik haberleşme şebekelerinden hizmet almaya çalışması durumunda, (MCKS -CEIR) kullanılmak suretiyle işletmeciler tarafından bu cihazlar hizmet dışı bırakılarak, bu cihazları kullanmaya teşebbüs edenler hakkında Kurum tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına  esas olmak üzere bu abonelerin isim, ünvan ve açık adresleri, abone kimlik ve iletişim bilgileri ile cihazın kullanıldığı tarih ve yer bilgilerini eşleşmesinin yapılmasını müteakip MCKS bildirilecek. Yönetmelik ayrıca Telekomünikasyon Kurumunda kurulacak olan Bilgi ve İhbar Merkezinin ne şekilde çalışacağını da kapsıyor. Aboneler; çalınma, yağmalanma, kaybolma veya her ne suretle olursa olsun rızası dışında elinden çıkması ihtimaline karşı cihazlarının haberleşme şebekesinden hizmet almasının engellenmesi için, öncelikle Kurum bilgi ve ihbar merkezine bu cihazdan kısa mesaj göndererek kayıt yaptıracaklar. Rızası dışında elinden çıkan cihazlarını haberleşmeye kapattırmak isteyen aboneler; Kurumun bilgi ve ihbar merkezine önceden kayıt yaptırmışlarsa doğrudan ihbar merkezini aramak suretiyle, Kurumun bilgi ve ihbar merkezine önceden kayıt yaptırmamışlarsa, Cumhuriyet Savcılıkları kanalıyla, başvuruda bulunacaklar. Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazlara Dair Yönetmelik, Yönetmeliğe dayanak teşkil eden Yasanın yayınlandığı 13 Temmuz 2005 tarihinden önce ve sonraki yurda kaçak giren, izinsiz ve benzeri kanuni olmayan şekilde ithal edilen ve bu sebeple Kurum kayıtlarında yer almadığı veya elektronik kimlik bilgisinin değiştirildiği tespit edilen veya Kurum tarafından onaylanmamış marka ve modeldeki cihazlara uygulanacak işlem ve yaptırımları da içeriyor. 13 Temmuz 2005 tarihinden önce Kurum kayıtlarında bulunan kayıtsız ve kimlik bilgisi değiştirilmiş cihazlar 13 Aralık 2005 tarihine kadar kayıt altına alınacak. 13 Temmuz 2005 tarihinden itibaren yurda kaçak giren, izinsiz ve benzeri kanuni olmayan şekilde ithal edilen ve bu sebeple Kurum kayıtlarında yer almadığı veya elektronik kimlik bilgisinin değiştirildiği tespit edilen veya Kurum tarafından onaylanmamış marka ve modeldeki cihazlar bir daha kullanıma sokulmamak üzere 13 Aralık 2005 itibarıyla elektronik haberleşme şebekesi bağlantıları kesilerek, devre dışı bırakılacak ve ilgililer hakkında Kurum tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır. İşletmeciler, Kurulmakta olan teknik altyapı çalışmaları tamamlandıktan sonra, Kurum tarafından elektronik kimlik bilgisi değiştirilmiş ya da kayıt dışı cihaz kullandığı belirlenen abonelere 13 Aralık 2005 tarihine kadar en az iki defa kısa mesaj göndererek nerelere ve hangi belgelerle kayıt yaptırabileceklerine ilişkin olarak abonelerini bilgilendirecekler. Kamuoyunun bilgilendirilmesini teminen bilgilerinize saygıyla sunulur.


Ve Amerika !   
ABD'de dijital vatandaşlık: "Ulusal kimlik kartı, federal hükümete, tüm Amerikalıların attığı her adımı izleme olanağı verecektir. Geçmiş bize göstermiştir ki, hükümetler elde ettikleri bu gücü zararlı şekilde kullanıyorlar"ABD Temsilciler Meclisi, sürücü belgeleri de dahil, yetişkinler tarafından kullanılan tüm kimlik kartlarında elektronik uygulamaya geçilmesini öngören yasa tasarısını onayladı. Yasa tasarısı kapsamında gereken şartlara uymayan belge ve kimliklerin sahiplerinin federal görevlilier tarafından, havalanlarına, trenlere, ulusal parklara, federal mahkemelere ve federal hükümet tarafından kontrol altında tutulan yerlere girmeleri engellenecek. Kanun tasarısı 261'e 161 oyla onaylandı. Gerçek Kimlik Yasası olarak adlandırılan yasanın kıstasları, tüm sürücü belgelerinin ve kimlik kartlarında dijital fotoğrafın bulunması ve sahteciliği önleme amacıyla manyetik şerit kullanımını da içeren "minimum bilgi öğeleriyle makineler tarafından tanımlanan teknoloji" kullanılacak. İç Güvenlik Bakanlığı, yönetmeliğin detaylı taslağını hazırlayacak. Cumhuriyetçi siyasetçiler, teröristlere engel olmak için yeni yasaların gerekli olduğunu ifade ederek, 11 Eylül 2001 saldırganlarından dört tanesinin yasal sürücü belgelerine sahip olduğunun altını çizdi. Cumhuriyetçi Tom Davis, Çarşamba günü kulislerde başlayan tartışmalarda, "Bir uçağa bindiğimde ve biri bana kimliğini gösterdiğinde o kişinin söylediği kişi olduğundan emin olmayı isterim" dedi. ABD, kişinin Sosyal Güvenlik numarasını Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bağlantı kurularak teyit edilebilecek. Ayrıca kişinin belgeleri arasından doğum tarihi, ülkeye giriş konumu vb. kıstasların kontrol edilmesi zorunlu kılınacak.Yasa tasarısının başka bir kısmında da eyaletlerin federal fonlardan yararlanabilmeleri için Motorlu Araçlar Kuruluşu'nun veritabanları ile bağlantı kurmalarının zorunlu olduğu belirtiliyor. Paylaşılan haberler arasında sürücü belgelerinin ve kimliklerin üzerindeki ve sürücünün geçmişte kullandığı motorların numaraları da dahil tüm bilgiler yer alıyor. Gerçek Kimlik yasa tasarısına ağırlığını koyan Bush yönetimi, muhafazakar ve sivil toplum örgütleri tarafından ulusal kimlikle eşdeğerde görülüyor. Perşembe günü yapılan oylama partilerin içlerinde ayrılıklar olduğunu gösterdi. Yüzde 95 civarında Cumhuriyetçi, yasa tasarısı lehine oy verirken, demokratların dörtte üçünden fazlası aleyhine oy kullandı. Washington'dan Demokrat Eleanor Holmes Norton, Cumhuriyetçilerin eyaletin haklarıyla oynayarak ikiyüzlülük yaptıklarını ifade etti. Sivil toplum örgütleri yasa tasarısını, kınayarak yeni kuralları "fiilen ulusal kimlik kartı" olarak nitelendiriyor.Yasa tasarısının ateşli silahların ruhsatlarıyla ilgili kıstasları da içerdiğinden yakınan Amerika Silah Sahipleri, ulusal kimlik kartlarının uygulanması için bürokratik bir kapının açıldığını ifade etti.Öte yandan sivil toplum örgütleri, söz konusu yasa tasarısının ABD'yi polis devlet haline çevireceğini savunuyorlar. Söz konusu yasa, hükümete gereğinden fazla güç verilmesini ve bireylerin mahremiyet hakkının ihlali olarak değerlendiriliyor. Teksas Eyaleti'nden Cumhuriyetçi senatörü Ron Paul, "Ulusal kimlik kartı, federal hükümete, tüm Amerikalıların attığı her adımı izleme olanağı verecektir. Geçmiş bize göstermiştir ki, hükümetler elde ettikleri bu gücü zararlı şekilde kullanıyorlar" dedi. Cumhuriyetçi Kent Snyder ise "Gerçek Kimlik Yasası, kanunlara saygılı olan Amerikalılara, Sovyetler Birliği'nde ülke içinde kullanılan pasaportları getirmektedir" dedi. Snyder, "Söz konusu yasa Amerikayı polis devlet haline getirecektir" diye konuştu. Yasa tasarısının en çok eleştiri alan maddelerinden biri, göçmenlerin sürücü ehliyeti almasına getirilen sınırlamalar. Amerikan Göçmen Avukatları Birliği, söz konusu yasa ile birlikte göçmenlere ehliyet verilmesinin önüne geçileceğini ve bunun da minumum standartların ihlali olduğunu belirtti. Örgütten yapılan açıklamada, göçmenlerin sahte sürücü ehliyeti almaya zorlanacağı vurgulandı. resim altı ABD'nin Kaliforniya Eyaleti'nin Sutter kentinde Brittan İlkokulu'nda geçen ay öğrencileri kontrol etmek için bacaklarına çip takılması tartışmalara neden oldu. Öğrencilere takılan çipte, öğrencinin adı, fotoğrafı, notu ve okulun verdiği kimlik numarası yüklü. Bu bilgiler okuldaki bir monitörden izlenebiliyor. Öğrenci velileri ise takılan çipin öğrencilerin sağlığına zarar verdiği ve sivil hakların ihlal edildiği gerekçesiyle karşı çıkıyorlar.


Hiç yorum yok:

GÜLE GÜLE USAMA



Güneş sisteminde bir yıldız daha kaydı….

Ak yıldız
veya
Kara yıldız....

Ama kesinlikle bir yıldız!

Rahat yaşantısını, servetini, malını, mülkünü ve iktidarlı düzenini bırakarak vahşi ve katil batı emperyalizmine, diktatörlerine ve organize faşistlerine karşı mücadeleye ayıran bir doğu devrimcisi.

Dünyanın her yerinde hedefler belirleyebilen ve eylemler gerçekleştirebilen bir dirayet. Gelmiş geçmiş en büyük sivil saldırıların icadı mucidi… 

Cin başına kurduğu tek kişilik güç devletinin deha kralı, daha yaşarken efsane olmuş büyük kişilik, mucize insan, devletlerin ve en büyük askeri güçlerin korktukları ve ürktükleri müstesna kişilik.

Adına ödüller konulan, yasaklar çıkarılan, tedbirler alınan, kanunlar çıkarılan dev karakter. Tek başına NATO’ya, Amerika’ya, Avrupa Birliğine, krallara, kraliçelere, devlet başkanlarına, başbakanlara tek başına posta koyan cesur bir yürek. 

En güçlü ordulara, birliklere, istihbarat örgütlerine, timlere kendi başına kök söktüren bir ulu adam.

Şişirme olduğu deşifre olmuş bir çok kofti ve sahtekar bati devrimcisinin yanında cüceleştiği, minik kaldığı abide ruh… 

Kanında “kutsal kromozon” taşımadığı için bir türlü medyatik devrimci olamayan, sıradan bir ademin içinde devleştiği büyük kimlik…

Hiç kimsenin yaşantısının detaylarını bilmediği gizli bir fenomen.

Elbetteki, onunla beraber gibi görünen ve onun adını kendi çıkarları için en cani planlarda kullanan çok gizli ve derin yapılar haricinde …

Usama Bin Ladin CIA’nın arka bahçesi olan Suudi Arabistan’dan çıkmıştır. Önemli bir familyanın önde gelenlerinden birisiydi. İnsan, acaba bunda CIA’nın ne kadar parmağı var demekten kendini alamıyor. Peki her yerin bir arka planı var da CIA’nın yok mu? 

Elbette vardır....

Dan Brown kadar şifre koyamam ama, CIA’ya kalıcı amir köşelerin tapularını ellerinde tutan muhteremlerin ana dillerine bir göz atıvermek faydalı olacaktır diyebilirim. 

Bu dili bilenler “yol”un kilometre taşlarındaki levhaları da kolayca okuyabileceklerdir…

Tarihin cilve’sine (yapılandırılması) bakınız ki, koyu derili Usma’yı, koyu derili bir adamla, Obama ile öldürdüler.

Böylece batının beyaz(!) elleri kana bulaşmamış oldu yine... 

Tıpkı ikiz kulelerin yerle bir edilmesine hipnozlanmış kara derililere yaptırılanlar gibi…

Üstelik ölümün planlandığı tarih de çok manidardır. 

Irak üzerinden bir türlü başarılamayan, tuzağa çekilemeyen Türkiye’nin Suriye üzerinden taraf olmaya zorlandığı ve kırılma noktasının başlangıcı olan günler.

Türklerin düğmesine basıldığı günler... 

Hemen arkasının İran ve Türkiye topraklarında çorap söküğü gibi gelmesinin planlandığı günler...

Korkarım ki kurguların sonuna, korkuların başına gelindi artık. Herkes korkmalı. Bu salak, adi ve vahşi savaş (katliam) planları herkese bulaşır. Karaları kullanan ak ellere de…!


Romanımızın kahramanı Ladin’in öldürüldüğü yer Pakistan’dır.

Mavi gözlü sarışınların ve kıvırcık saçlı zencilerin asla rahat dolaşamayacağı bir memleket!

10 yıldır gizlenen ve bir kamuflaj ustası Usame’nin yaşadığı yerler…

Nasıl olmuşsa oluvermiş, sarışın coniler tarafından aniden basılıp öldürülüvermiştir.

Türkiye’deki Kürtlere yapılacak operasyon benim çıkarlarıma karşıdır diyen conilerce..

Demokrasiye aykırıdır söyleviyle bebek katilini infaz ettirmeyen conilerce..

Şimdi kanlı salyaları ile sevinç çığlıkları atıyorlar “beyaz”(!) saray önünde…..


Görünen o dur ki; 

Misyonu tamamlandırılmış Usame açıkça satılmıştır. 

Adice bir pazarlık sonuncu ihbar edilerek imha edilmesi sağlanmıştır.

Bu pazarlık üzerine en çok oyun oynan bir coğrafyada ve koordinatta gerçekleşmiştir.


Gözlerden kaçırılmaması gereken diğer bir ayrıntı ise;

Usame, gözünden vurulmuş….. !!!!!!

Gözden vurarak yapılan infazlar genellikle ihanet etmiş istihbaratçılara uygulanır..

O halde;

Usame kim(ler)e çalışıyordu?

Nasıl bir ihanet yaptı?

Görünürde coni olan geçek infazcılar kimler……?


İnşallah Türkiyeyi bizim adımıza yöneten, özünde bizden olmayanlar gaza gelip derin bir saçmalık içine girmemişlerdir. 

Yoksa bu işin sonu hiç de planlandığı gibi bitmez!

İzin vermeyiz…


Türkler kazanacak!
Biz Kazanacağız!