15 Şubat 2014 Cumartesi

“ NEDEN BİR ŞEY YAPMIYORSUNUZ ” ?



Kimsenin farkında olmadığı, masum ve önemsiz gibi duran bir ayrıntı aslında Türk Halkının yaşadığı en büyük tehlikelerden biridir.

Bu tehlike, halkın sosyal hafıza ve düşünme merkezlerinin toplu imhası projesinin çalışmasıdır…


YÜRÜTÜLEN PROJELERİN EN ÖNEMLİ VE EN VURUCU  PARÇASI İSE;

BU AŞAĞILIK VE ASİMETRİK SAVAŞIN  HALKIN SEVDİĞİ, BEĞENDİĞİ, İNANDIĞI, HATTA GÖNÜL VERDİĞİ KİŞİLER TARAFINDAN YAPILIYOR, SÜRDÜRÜLÜYOR OLMASIDIR.


İmha görevlileri servisler tarafından yetiştirilmiş kelime ve cümle ustalarıdır. İnsanoğlunun yalnızca kelimelerle düşündüğünü bilirler çünkü. Ve kelimelerle düşündürüldüğünü. 

Sosyal mühendisliğin yüz karası şer planlarını istikrarla yürüttükleri zaman, yalnızca üst bilinç alanının değil  bilinç altının da kurgulanabileceğini bilirler. Görevlerini en sadık köpeklerden daha iyi yaparlar. Gözü dönmüş sözleşmeli katillerdir bunlar. 9mm’lik parabellum kelimelerini bilinç hedeflerine sıkmaktır görevleri.
En zehirli ve en tehlikeli “SÖZ”ler genellikle halkın genel kabullerini ve duygularını kabartan, onları yücelten ve öven, seçme en güzel kelimelerin arasına yerleştirilmiştir.

Bir atasözünün de dediği gibi 

“En ağır zehirler en lezzetli yemekler arasında verilir”.. 

Yetiştirilmemiş diğer yalaka hainler ise doğal olarak bu saflarda yer alır ve kalemlerine devşirmelerin yazılarına benzer ölçülerde ayar yaparlar. 

Milyonlarca kişiye aynı anda, bir çok yönden, bir çok değişik sesle tek tek veya koro halinde "NEDEN BİR ŞEY YAPMIYORSUNUZ?" dedikçe halk yapacaklarını da yapamaz hale gelir ve kilitlenir. "Lidersiz" toplumlarda bu süreç hep aynıdır... 

Ve kültüel yozlaşmanın, folklorik erozyonun yanı sıra bilinen ortak değerler de unutulma aşamasına girer...
Sürekli olarak; 

“AYAĞA KALKIN”, 
“SİLKİNİN ARTIK”, 
“KENDİNİZE GELİN”, 
“GEREKENİ YAPIN”, 
“YARIN ÇOK GEÇ OLACAK”, 
“SESİNİ YÜKSELTİN”, 
“BİR ŞEYLER YAPIN”, 
“ACİLEN TEDBİR ALIN”, 
“DUR DEYİN”, 
“YETER DEMENİN ZAMANI” 
VS.. 

gibi sloganlarla saldırmaya devam edilerek beklenen etki alınır.


Psikolojik savaşa maruz, açık hedef halindeki ülkelerdeki tek gerçeklik gerçeğin, gerçeklerin saklanmasıdır. 
Artık toplum susmuş, susturulmuştur!

Uzunca yıllardır süregeldiği gibi ve N. Tandoğan gibi faşist genli bir megalomanın da itiraf ettiği üzere, "Ali devletimiz sizin (halkın) yerinize düşünmektedir" 

Bu prensip (Meşhur Amerikan Taylorizmi) yerli hainlerce hep işletilegelmiş ve günümüzdeki güçleri ve etkileri ne yazık ki hala yok edilememiştir. Ayrıca şöyle der arsızca bu eski vali bozuntusu;“Komünizm bile gelecekse biz getiririz”

İyi de, güzel de, siz(ler) kim(ler)siniz  U L A N ?
Toplumun susması, susturulması, sus pus yapılmazı yetmez! Bir de onlara, seçilmiş ve süzülmüş çocuklar tarafından ısrarla “siz Türklerin %60-70’i salaktır” gibi açık hakaretler dayatılır. Hedef zihinlerdeki psikolojik karmaşa dozu her geçen gün biraz daha ağırlaştırılır,  biraz daha vahim hale getirilir…

Osmanlı İmparatorluğunu için için kemirerek 1-2 yüzyıl içinde parçalamayı başaran, zaferlerini “biz kılıklı” ve “biz davranışlı” kamuflajlarına borçlu olan bu 1001 baba çocukları bir de utanmadan Osmanlı’yı, Türklere “İdrakül bi-idrak” (idraksiz ve ahmak Türkler)dedikleri için eleştirmeye devam ederek Cumhuriyet Türklerinin gözünde aşağılama kampanyaları yürütürler. Çünkü tesis etmeye çalıştıkları, ama kendilerinin bile bir türlü anlamadıkları tanrısız, kitapsız ve peygambersiz bir dinin yıkılacağından çok korkarlar. 

Şimdilerde ise yeni yönetim kadroları ile yok edenmedikleri İslamiyet için uluslararası destekli yeni bir proje yürütmektedirler.

Bu yeni projenin adı YUMUŞATILMIŞ MÜLÜMANLIK'tır. Diğer malum adı ile ILIMLI İSLAM. 

Yani sıcak bir din olan İslamiyete su katarlar ılıştırmak için..

Yani Ilık Müslümanlar..
Yani Ilık İbadet...
Yani Ilık bir İnanç... 
Yani Ilık bir İman...

Hal böyle olunca akıl ve zeka da ılımanlaşır...

Ama işin asıl sırrını pek az kimse bilir !!! 

Onu da aşağıda deşifre ediyorum efendim:

Herşeyi ılıklaştırma projesininin temel hedefi; 

HALKIN YALNIZCA DİNİNİ DEĞİL,
NEFRETİNİ VE GÜCÜNÜ DE YUMUŞATMAKTIR. 
YANİ ILIKLAŞTIRMAKTIR!

Ilık (ILIMLI) düşman dişlerine göre düşmandır bu yılanların..

EY TÜRK MİLLETİ!
SANA SORUYORUM!

SEN ILIK BİR MİLLETMİSİN?
SEN ILIMLI BİR SAVAŞÇIMISIN?
SEN YUMUŞATILMIŞ BİR MÜSLÜMANMISIN?
SEN SU KATILMIŞ BİR KARAKTERE Mİ SAHİPSİN?


Yazıya kaldığımız yerden devam edelim:

Varlıklarının devamlarını çok asil bir imparatorluğa borçlu olduğunu hatırlamak bile istemezler. Osmanlı Devletine kaka deyip Türk değildir ve Türkleri sevmeyen bir imparatorluktur saçmalıkları ile Türk milletinin geçmişini Tüklerin bile hafızalarından silmek isterler. Arsız yapıları gereği, Türklerin ve Türklüğün tüm geçmişini alçakça ve çok adice karalamaktan hiç çekinmezler ve asla utanmazlar.

Ama kamuflaj gereği benim diyen Turancı Türklerin bile akıllarına, hayallerine gelmeyecek TÜRK isimlerini bulup buluşturup yapıştırılar çoluk çocuklarına. 

Bu Türk saplantılı ve alerjili psikopatlar genellikle en radikal Türk isimleri taşırlar... 

O kadar abartılıdır ki bu kişilikleriyle ters orantılı isimler at kafasına konmuş kelebek gibi sırıtır öz sıfatlarında.. Bir-iki cümlesinde hemen kavrarsınız bu perde isimlerin arkalarında... 

İnsan kılıklı alaçak şerefsiz mahluklar!

Nüfus kağıtlarınıza yazdırdığınız ama bir türlü taşıyamadığınız bu Türk isimleri taşırken Türklüğe ve Türkler sürekli hakaret etmeyi nasıl bir mantıkla açıklayabilirsiniz??? 


Derhal ismlerimizi bizlere, asıl sahiplerine geri veriniz! Sizi davet ediyorum! Eğer birazcık maçanız ve hasiyetiniz var ise kendi isimlerinize geri dönünüz! Niye korkuyorsunuz ki? Nasıl olsa Türkler salak değilmi ?

Asla yapamazlar! 

Ama diğer yandan da Türkleri toptan salak yapan Aziz Nesini her gün alkışlamaya devam ederler. 

İşte bu kadar da zekidir Türkleri her iki devirde de salak ilan edenkovulmuşzedeler ve getirmezadeler.. 

Varın kimlerin salak, hem de nasıl bir salak olduğuna siz karar verin.

Bu ısrarlı “salak” Türkler söylevlerinin fevkalade büyük bir ırkçı iddiası da vardır aslında. 

Müsaadenizle burada tamamen ve açık açık deşifre ediyorum zürriyeti salak sefil A.Nesin’in iddiasını..

* Türklerin (Türkiyenin) %60-70’i salaktır.
* Öyle ise geri kalanları (%30) akıllıdır.
* Çünkü onlar Türk değildir.
* Ermenidir, Yahudidir, Dönmedir, Rumdur, Kürtdür vs.
* Bu akıllı olanların içinde de en akıllı olanları batılıdır…

Kaldığımız yerden  devam;

Toplumun bütün kesimlerine yapılan psikolojik ataklar aralıksız olarak devam eder. Bir süre sonra duyumları körelmeye başlayan halkta ve genel algı körlüğü gelişir. Umursamazlık, rehavet ve atalet kişiliklerinin bir parçası olmaya başlar...

Zaman böylece akıp giderken insan ruhunun derinlerindeki "gönül" (iç ve öz şuurlu sevgi merkezleri) mekanizması mevcut yanlışlığın hep farkındadır. Lakin bu farkındalığın davranışlara yansıtılamaması kişide akıl yarılmasına neden olur. 


Sevdiği hiçbir şeyi yapamamasına karşın, sevmediği her şeyi yapmaktadır artık…

Kısa sürede bu sosyal uyum problemi kişinin temel kişilik taşlarını da yerinden oynatır. Bu bireysel psikoloji gün geçtikçe kronikleşir ve kitlesel sosyal uyuklamalar (kitle hipnozu) başlar.

Sonra ver gelsin post-hipnotik talimatlar... 

Tüm nükleer medya araçlarında senkronize salvo atışlar... Yanında biraz sub-luminal bozucuları, biraz 25. kare efektleri ve biraz da elektro-manyetik zihin kontrol dalgaları… 

Alın size mis gibi pisiko-elektronik bir sosyolojik taarruz… Yaşattırıldıkları türlü çileler, verdikleri canlar ve dayanılmaz derin acılar yetmiyormuş gibi bir de bu pislikler…


Eğer siz dirençli bir vatansever iseniz ve tüm bu profesyonel çabalar ve çalışmalar sizi bozmadıysa ve değiştirmeye yetmediyse hemen kurtuldum sanmayınız. Ve hemen gevşemeyiniz...

Düşmanın topluca saldırdığı bir ana hedef daha var... 

AHLAK.....! 

Ne yazık ki günümüz Türkiye’sinin en önemli birkaç probleminden biri haline gelmiş olan temel bir kavram. Bireysel ve Toplumsal AHLAK! 

Her yerde, her işte, her konuda bulunması gittikçe zorlaşan geleneksel değerimiz...

Yalnız karamsarlığa kapılmaya hiç gerek yok. Bu savaşın nerelerde yapıldığını, nerelerde var olduğunu anlamak son derece kolay.
Alenen görmek için herhangi bir TV kanalını açmanız, herhangi bir sinemaya gitmeniz, şişirme moda yazarlardan birini okumanız, bir gazete almanız, bir dergiye bakmanız, radyo dinlemeniz, şehrinizin ana caddelerinde ve sokaklarında gezmeniz, alışveriş yapmaya kalkmanız, yediğinizi-içtiğinizi araştırmanız, okulları(tamamı) yakından izlemeniz, tatile gitmeniz, hasta olmanız, internette rasgele dolanmanız, tamirat yaptırmanız, borç vermeniz, bankadan kredi almanız, kredi kartı kullanmanız, siyaset yapmanız, siyasetçi dinlemeniz, bir aristokrat ve bürokratla tanışmanız,  vs… vs… kafi..  

Bütün yanlışlıklar gözlerinizin önüne seriliverecektir…


Saygıya ve sevgiye çok değer aziz Türk Milleti…

Burada yazdıklarım size yapılanların çok küçük bir parçasıdır.

Sizden zorla veya hileyle alınan, darp ve gasp edilen, çalınan öz varlıklarınız ve size verilmeyen haklarınız bunların dışındadır!

Tüm bu olup bitenler yeni olmayıp çok uzun yıllardır yapılmaktadır.

Eğer siz bu gün hala hayatta iseniz, bir aileniz ve bir işiniz var ise, hala geçinebiliyor ve ayakta durabiliyor iseniz bir mucizeyi daha gerçekleştiriyorsunuz. 

Geleneksel ve çözülemez Türk Mucizesini… 

İnanın ki artık şaşkın ve çaresiz olan düşmanın kendisidir! 
Onlar saldırmaktan yoruldular ve bitap düştüler. 
Felekleri şaştı inanın. 
Ama bak sen ayaktasın. 
Üstelik böyle yazılar okuyor, 
böyle yazılar yazıyor, 
böyle kelimeler kullanabiliyorsun hala,
Dim dik ve kararlı,
Daha önemlisi bilinçli ve keskin,
Yumuşatılamamış ve ılımlılaştırılamamış!

Kısacası saf Türklüğünle, yeni mucizelerindesin...

Aziz TÜRK!,
Lütfen yaşamaya inançla ve azimle devam et.
Senin başka bir şey yapmana ihtiyacın yok.
Aldığın her nefes sana kuvvet, 
Verdiğin her nefes düşmana kasırgadır.
Üstelik sen daha savaş kararı bile almadın!…

Merak etme, senin asla ulaşılamaz ve sırrı anlaşılamaz 20.000 yıllıkderin zihninde daha yüz milyonlarca düşman gömecek yer var !!!  


Yine de;
Kes çatal dillerini bu yılanların...
Asla dinleme ve dinletme...
Kalbinin sesini dinle...
Vicdanın doğrularından asla ayrılma,
Kanma ve kandırılma,
Bırak dağlara taşlara tıslasın bu sürüngenler, 
Değil savaşmalarına, seni rahatsız etmelerine bile izin verme.


Kopar zehir saçan başlarını... !

Haydi aslanlarım, yiğitlerim, adaletin bekçileri, savaşların tanrıları, kahraman ve ulu TÜRK MİLETİ... 

Gazanız mübarek olsun!

TÜRKÜN BÜYÜK BİLİNÇ DEVRİMİ BAŞLIYOR!

Hiç yorum yok:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder