15 Şubat 2014 Cumartesi

MAYMUNLAR DEVRİ



Ve bir devrin sonuna yaklaşırken

Bilindiği üzere demokrasilerde çoğunluk en büyük güçtür. Çoğunluk ne derse o olur. Orman kanunları da öyledir. Egemen iyilerin kötüleri eğitme ve yetiştirme çabasına karşın, egemen olduğu hayaline kapılan kötüler her fırsatta iyileri öldürmeye, yoketmeye çalışır. Mitoz bölünmeyle çoğalıp habis ordularını metastazik işgale yollarlar sürekli…


İnsan denilen tür, hayvanlar arasında azınlığa düşmeye görsün bir kere… Veya özgür bırakmaya görsün bir kere bu yabanileri  kendi yaşama alanlarında.

Akıbeti anlatmaya gerek var mı?

Şehirde türlü türlü maskaralıklar yaparken güldüğünüz, bazen de kızdığınız şebeklere en sonunda ya hedef olursunuz, ya da bir öğün yemek.... !


Varlıklarının ve nesillerinin devam etmesi mucizesi sayenizde gerçekleşmiş bu türler sizin varlığınızı yok etmek, ham etmek için 1sn. bile düşünmezler. Çünkü tabiat onlara bir düşünme organı lütfetmemiştir. Sadece bir iki yerlerinden algılarlar ve yaşarlar dünyayı.

İnsan kanına cinnet derecesinde düşkünlükleri vardır. Bir de onları muzla ödüllendiren ve terbiye eden misyonerler girdimi devreye tamam… Bütün manzaralar dayanılmaz dehşet tablolarına dönüşmeye başlar yavaş yavaş.


Şartlı refleksle yetiştirilen bu maymunlara konuşma, alet kullanma, hatta silah kullanma bile öğretilebilir. Dahi ki ticaret de…

Bir muza bir insan!

Arsız ve doyumsuz maymunlara yiyebileceklerinden daha fazla muz, hatta muz ağacı, hatta ve hatta muz bahçelerini de istemek te öğretilebilir… Aslında zaten kendilerinindir ama serde şebeklik var nede olsa…



Kahrolsun insanlar sloganlarıyla sürekli el çırpıp göğüslerini yumruklarlar…

Zıplaşıp, cırlaşıp zırıltı yaparlar bol bol…

Ve billindik çok çeşitli daha başka yaramaz şeyler de..

Ellerine sıkıştırılmış maymunlara özel ayarlı silahlarla ateş,

Benzin dolu şişelerle yangın çıkartma,

Yollarda tuzaklı bombalar patlatma gibi...  

Hedeflere hep arkadan ve kalleşçe saldırırlar...

İşaret yapmayı bile öğrenmişlerdir. 

Beyinciklerinde sıvısını taşıdıkları feminal cinsel bölgenin işaretini yapar dururlar hep havaya kaldırdıkları iki parmaklarıyla… 

Bu hareketi çok iyi bir şey sanırlar! 

Çünkü ondan başka anlayabilecekleri ve kavrayabilecekleri bir sembol dilleri gelişememiştir…


On binlerce yıldır türlü türlü düşmanlarla savaşıp tamamına üstünlük kurmayı, zaferler kazanmayı başarabilmiş bir millet bu sefer alışık olmadığı bir düşmanla karşı karşıyadır. 

Yeni tür insan bile değildir.

Aç kalıp yaşadıkları ağaçları yok ettikleri için çıplak dağlarda ve inlerde yaşayan, sürekli bağlara saldırıp yıldırmaya çalışan metmorfozik bir tür...

Kuyrukları düşmüş ama kılları duran, baba gorilleri kafeste sergilenen, şehirler indikleri zaman kıçlarının pisliğini sakladıkları çaputlarla gudubet suratlarını da örtmeye çalışan bir mutantlar güruhu….

Ama bir türlü beceremedikleri konuşma denilen fenomenle öylesine sapkınlaşırlar ki, kendilerini Seyit bile ilan ederler ellerindeki katil kaleşnikoflara bakmadan...

Yani hepsi Hz.Muhammed (sav) efendimizin akrabasıdır artık....

Dolayısıyla alemlere rahmet yüce peygamberi bile Kürt ilan etmekten hiç çekinmezler ve utanmazlar bile! 


Artık konu anlaşılmış, ana resim ortaya çıkmış ve plan açık bir şekilde deşifre olmuştur. En gelişmiş, en asil ve en kadim insanların yaşadığı topraklar olan Türk Yurdu Anadolu emperyalist ve faşist işgalci sermayenin açık hedefindedir.

Türlü savaş hilelerinin yanı sıra, kişiliksiz globalci androitler bir çok coğrafyada olduğu gibi yerel primatları organize etmekte ve kitle hipnozlarıyla asli unsurların üzerlerine salmaktadırlar. Bu aleni yıpratma taktiğinde daha da ileri gidilmiş ve ideoloji denilen ağır büyü kullanılarak primatlarla insanlardan yeni yeni türler yaratılmaya başlanmıştır. Böylece dominant olan kötü genin artış hızı geometrik bir orana ulaştırılmıştır…


Gelin tam bu noktada Josef Stalin'in Rusya'daki akla hayale gelmeyecek tuhaf projelerinden birini hatırlayalım isterseniz:

Moskovski Novosti ile Moskovski Komsomolets gazeteleri, 80 yıl öncesi yapılan 'maymun ve insandan süper asker yaratma' deneylerini yazmıştı. İki gazeteye göre, 1920 yılında Rus biyoloji doktoru İlya İvanov, Stalin'e hayvan-insan karışımından süper asker yaratılabileceğini söylemişti. Kırım'da Karadeniz kıyısında 'Askaniye Nova' adlı gizli araştırma merkezi kuruldu. Fransa deneyleri haber alınca İvanov'a Fransız kolonisi Yeni Gine'de araştırma merkezi kurma izni verdi. Projenin en ilginç safhası, şempanze ile insanın çiftleşmesi oldu. Birbirine yakın türlerin aralarında yeni nesil verebileceğine inanan İvanov, hedefe en süratli şempanze ile insanı birleştirerek erişebileceğini düşünüyordu. Maymun ve insanlarda farklı kromozom yapısı bulunduğunu 1926 yılında henüz bilmeyen çılgın doktor, Afrikalı kadınlara bilgileri dışında maymun spermiyle hamile bırakma deneylerine başladı. Rus doktorun Afrika'daki çalışmaları, ABD ile başka ülkelere de yayılınca laboratuar, gemilerle yeniden Abhazya Özerk Cumhuriyeti'ne taşındı. Çalışmaları, 1930 yılına kadar başarısız bir şekilde sürdürüldü. Dr. İvanov, Stalin'in gizli polisi NKVD tarafından tutuklanarak 1932 yılında gönderildiği Sibirya kampında öldü.

Günümüzde bu çalışmanın devamı çok daha gelişmiş imkanlarla (muhtemelen) kendini dünyaya jandarma ilan eden beyaz ayı (ininde avlanan kızıl ayının yokluğunda) ile genetik manyağı Frankeştayn tohumcuları tarafından ortaklaşa sürdürülmektedir. 

Para yalakası yapılmış bunak batı ise, kontamine olmuş bayat projeleri yerine bu karşı tanrı projesine bir son çırpınış desteği vermektedir. 

Bu çalışmanın ve projenin koordinatlarını ve türlerini tek tek saymaya gerek yok sanırım….



Faşist ve emperyalist güç koalisyonu çok önemli bir faktörü yine unutmuş ve göz ardı etmiştir.

Bu faktörün adı Türk’tür…

Türkler vardır bu topraklarda… Asırlarca süren alçak ve insanlık dışı, programlı ve planlı düzmece savaşlarla yok ettik, bitirdik, tükettik sanılan Türkler…

Sürekli problem çıkarmaya devam ediyorlar organize ve modernize ortak şeytan güçlerine.

Çıkmıyorlar bir türlü Vatan dedikleri Anadolu’dan, Türkiye’den….
Bırakmıyorlar bir türlü yurt dedikleri bu toprakları…
Asırlardır aynı film…..
Teslim olmuyorlar bir türlü,
Asla teslim etmiyorlar vatanı azgın emperyalist katillere ve uşak köpeklerine…
Faşist koalisyona teslim olmak bir tarafa her gün biraz daha aslanlaşıyorlar…
Daha da devleşiyorlar giderek artan kararlılıkları içinde…
Sessiz,
Sakin,
Kararlı,
Sabırlı,
Asil,
Yol kesip eşkıyalık yapmadan..
Gösterişsiz,
Öyle fazla bağırıp çağırmadan…
Sade,
Sokaklara düşüp paçavralı maskaralıklar yapmadan…
İnançlı,
Arkadan saldırıp ekmeğini yediği komşu oğluna pusu kurmadan…
Yürekli,
Kahpe tuzaklarla masum canların kanını emmeden…
Bilenerek,
Hedeflerine kilitlenerek,
Tek
Tek...
Bekliyorlar zamanı…
O anı....


Ortaçağı kapatan güç maymunlar devrini de bitirecektir!

Çok saygın ve pek şirin sevgili imitasyon dostlar, sizlere de bir çift lafım var! Merak etmeyin. Tipik bıyık altı gülmelerinizi görüyor ve sinsi sevinçlerinizi duyuyoruz! 

Yüzümüze gülerken arkamızdan kazdığınız kuyuları da saklayabildiğinizi sanmayın sakın. Şimdi saklı ve sanal gülüyorsunuz ama yakında aleni ve oral güleceksiniz. Artık bu da bize farz! Sizlere müjdem o ki, son gülen iyi gülecek…

Bu günlerde hanginize bakıp güleceğimizi şaşırmaktan sinirlenmeye vakit bulamaz olduk....

Yaptığınız maymunlara mı? 
Yoksa maymunluklara mı?

Ama emin olun ki, yaptığınız maymunlar tarafından da yapılacaksınız bir gün...!

Tanrının gazabını Türklere aldırmak zorunda bırakmayın.
Yemin olsun ki, bu sefer olacakları kimse kestiremez...  

TÜRKLER YALNIZCA TÜRKLERİN ASLİ YAŞAMA HAKLARINI DEĞİL,
KÜRTLERİ DE FAŞİST BÖLÜCÜLERDEN KORUMAKTA KARARLIDIR.

Daha vakit varken Maymunculuğu ve Maymunlar üzerine oynamayı bırakın bence..

Hemen!

Şimdi!




DİP NOTLAR                                                                               :

BİR SÖZ, BİR YORUM!

"Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, göz yaşlarımızın rengi aynıdır” diyenler'e,

Elbette...!

Gözyaşı gözyaşıdır dünyanın her yanında,
Ve köpeklerin de gözyaşı aynı renktir,
Domuzların da…
Neden değil, nereden aktığına bakan gözler için...
Ve bazıları o kadar kirlidir ki...
Eldivensiz dokunamazsınız !


ÖZLÜ SÖZLER !
"Hayvanlara şehirlerde kontrolsüz özgürlük vermeyiniz, insanla beslenmelerine katlanmak zorunda kalırsınız." 
Ali Aslan DUMANOL


ÖNEMLİ AÇIKLAMA !
AKLI BAŞINDA, VİCDAN SAHİBİ, VATAN İÇİN SEVGİ VE BAĞLILIK DUYGULARI TAŞIYAN, İNSAN OLMAYI HERŞEYİN ÖNÜNDE TUTAN, İYİ NİYETLİ, İNANÇLI, ADALETLİ, HOŞGÖRÜ VE İZAN SAHİBİ, HELAL KAZANCININ VE EMEĞİNİN PEŞİNDE OLAN SAYGIN KÜRT KARDEŞLERİM BU YAZIDAKİ BETİMLEMELERDEN MÜNEZZEHTİR. 

KENDİLERİNİ HER ZAMANKİ GİBİ KUCAKLIYORUM. 

EMPERYALİZM UŞAĞI FAŞİST VE KATİL BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KÜRTLERİ ASLA TESMSİL EDEMEYEĞİ, HATTA ÖZÜNDE AZILI BİR KÜRT DÜŞMANI ÖRGÜT OLDUĞU GERÇEĞİ FEVKALADE AŞİKARDIR. 

KÜRT ÇOCUKLARININ VE GENÇLERİNİN GELECEKLERİ İPOTEK ALTINA ALINMAYA ÇALIŞILMAKTADIR. 

BÖL PARÇALA YÖNET UZMANI ŞEREFSİZLER SIRASI GELDİĞİNDE; KÜRTLERİ ZAZALARLA, SÜNNİ KÜRTLERİ DE ALEVİ KÜRTLERLE ÇARPIŞTIRMAKTAN ASLA GERİ KALMAYACAKLARDIR. 

BU OYUN TARİH KADAR ESKİ OLUP ARTIK BAYATLAMIŞTIR. 

GERİ DÖNÜLMESİ İMKANSIZ YOLLARA GİRİLMEMESİ VE BU ÇOK ÖZEL GÜNLERİN TEMKİNLE GEÇİRİLMESİ MEVCUT BERABERLİĞİN VE KARDEŞİĞİN KALICILIĞI AÇISINDAN SON DERECE ÖNEMLİDİR….

Hiç yorum yok:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder