Çok değerli bir arkadaşımın kaleminden bir mel'un (X)'e gönülden yanıtlar...
Bana dersin
ki;
“Sen koyu bir Kemalistsin, uzak dur bunlardan.
Türkiye şeyhler, dervişler memleketi olamaz”…
Evet, çok
haklısın söylediklerinde!
Onlar cahildir, onlar kitap okumazlar okusalar da,
okudukları kitaplar işe yaramaz.
Hep hurafeler dolu yazıtları okurlar ve
yabancı lisan doğru dürüst bilmezler…
Hatta çoğu kendi ana lisanları olan
Türkçeyi bile sadece iki yüz kelime ile konuşurlar.
Felsefeden, dünya
edebiyatından, sosyolojiden, psikolojiden çoğu anlamaz…
Geyik muhabbetlerini
felsefe sanırlar...
Tarihi de fazla bilmezler, bizler ulus devleti deriz onlar
ümmet derler…
Onlar; üniversite okuduklarında, gidip ezan sesinde anasının
babasının elleri öperler...
Bizler ise, okumuş batılının karşısına aynı göz hizasına
çıkarız ve onların cahilliklerini batılıya şikayet ederiz.
Biz;
O siyah Türkleri
hakir görüp onlardan saygı bekleriz !!!
Onlar da kalplerimizin taş olma yolunda
ilerlediği için bizlere acırlar...
Onlar kim
biliyor musun beyim!
Bizler;
Avrupa’nın başkentlerinde Avrupalılar ile
haklarımızı tartışırken, onlar Çanakkale’de mermisi bitti diye, 200 metreden
Allah, Allah diyerek saniyede 50 mermi atan makineli tüfeğe, topluca süngü
savaşına kalkanlardır... !!!
Bizlerin;
Tango ve vals bilen kadınları, Amerikan
kolejini birincilikle bitirirken ve dünyaya, cesurca kendini kanıtlarken,
onların hanımları; Anadolu’da yeni doğmuş bebeğini çamura bırakıp, altındaki
bebeğinin bezini alıp da bomba ıslanmasın diye 40 kiloluk mermiyi sarıp ve
karda kışta 40 kilometre sırtında taşıyanlardır... !!!
Onlar destan
yazdılar Beyim!
Ve farkına bile varmadılar…
Biz onlara bunu izah
ettik destan yazdıklarını ve dünyaya karşı "kendimize"(!) mal ettik...
Onların hayatta
tek istedikleri, kendilerini Allah'a kanıtlamaktır…
Bizler gibi dünyaya değil!
Bizlerin çoğu, bilgi dolu beyinlerimizle hümanizmin kalesini, taş olmuş
kalplerimizle inşa ederiz...
Onların çoğunun beyninde din bilgisinden başka bilgi
yoktur, kafalarında dünyevi bilgi gezmez.
Ancak onların kalplerinde Allah'a olan
imanın getirdiği Nur güneşi her gün yeniden doğar...
Mustafa Kemal
Paşa isyanını seninle benimle başlatmadı Beyim!
Onların yanına gitti
ve
iman dolu kalplerine hitap
etti ve onlarla başlattı.
Onlar, bizden hep onlara arka çıkmamızı beklediler…
Onlara
sahip çıkmamızı… !
Onlara verdiğimiz sözlerimiz tutmamızı beklediler...
Ancak biz
onları kendi hallerine bıraktık, onları öksüz bıraktık ve küçük bir çocuğu iter
gibi onları çamura attık !!!
Çünkü kendimizi birimizle ve bilgimize boğduk...
Çünkü
artık medeni dünya ile eşittik...
Onlar yine sustular ve Ya Allah dediler…
Ve her
gün yine kalplerine imanın nur güneşinin doğmasını beklediler!!!
Onların iman
dolu göğüslerindeki nur ateşi çok engindir!
Seni ve beni de her gün yeniden ezan sesi ile davet
ederler...
Ancak bizim beyindeki zenginliğimiz, kalplerimizdeki bir küçük mum
ışığı gibi parlayan nur ateşini sönme noktasına geldiğinden, biz onu duyamayız.!!
Ancak o çamurda yatan o öksüz küçük çocuk, kendi başına sadece Allah'a olan
imanı ile büyüdü ve yetişkin oldu...
Ve Anadolulunun tüm öksüzleri namına yine 200
metreden süngü savaşına başladı.
Beyim uyan!
Sen, ben okumuş insanlarız…
Gör artık... !
Anadolu yeni
bir destan yazıyor...
YENİ BİR ANADOLU DESTANI !!!
Ancak O yetişkin olmuş çocuğun,
sana bana ihtiyacı yok artık, biz de onu bu yüzden sevmeyiz zaten...
Ancak O bu
yeni Anadolu destanında hepimize hak tanıdı ve dedi ki gel!
Gel, ne olursan
gel, yeter ki gel…!!!
Şimdi ben
sana soruyorum Beyim!
Ben bir Kemalist olarak "O"nun yanında olmayıp ta nerede
olacaktım?
* * *
Bu durum ancak bu kadar mükemmel anlatılabilir.
YanıtlaSilAllah Razı olsun.
Saygı ve Selamlar
A.D.Şimşek
Teşekkürler Sn.Ahmet Doğan Şimşek. Allah sizden de razı olsun.
YanıtlaSilSelam ve saygı ile...
AAD
Teşekkürler Sn.Ahmet Doğan Şimşek. Allah sizden de razı olsun.
YanıtlaSilSelam ve saygı ile...
AAD