ŞİFRELERLE DOLU “MC O,02”
Bir kez daha hatırlamamız gerekir ise;
ABD ordusu, 2002 yılında Nevada çöllerinde adını
“Binyılın Meydan Okuması 2002” (Millenium
Challenge 2002)
koymuş oluğu Amerikan tarihinin en büyük askeri tatbikatını yapmıştı.
Tatbikata tüm NATO üyesi ülke
temsilcileri davet edilmiş ama Türkiye bugün bile hala bilinmeyen (aslında
bilinen!) bir sebeple çağrılmamıştı.
Tatbikat senaryosu ise tarihte bir ilk
olan yabancı bir ülkede meydana gelen DEPREM olgusu üzerine kurgulanmıştı...
Taraf olmadığı ve imza koymadığı “Lozan Antlaşması”na gönderme olarak 24
Temmuz’da
başlatılan harekât; “Kurtuluş Savaşı”mızın
düşmana final darbesi olan “Büyük Taarruz”
harekâtının fiilen başlama tarihi olan 15 Ağustos tarihinde de sona
erdirilmiştir.
Kolayca anlaşılacağı üzere tatbikat tüm yönleri ile şifreler, kodlamalar, sırlar
ve yalnızca gören gözlere aşikâr olan mesajlar içermektedir.
Tatbikatın yapıldığı “NEVADA”
Latin etimolojisinde “Karla Kaplı Bölge”
anlamına gelmesine karşın Ural-Altay dil grubu kök anlamı “Yeni Bölge -Yeni Alan”dır! Bu da başlı başına başka bir
göndermedir.
Zaten bu kadar büyük çaplı operasyonlarda hiçbir şey
RASTGELE değildir!
Güncel bir hesaplama ile yaklaşık yarım
milyar dolara mal olan bu majör tatbikatın öznesi ise hiç şüphesiz ki “DEPREM”dir!
Daha açık söylemek gerekir ise:
Tatbikattan DEPREM çıkarılır ise, ortada tatbikat diye bir
şey kalmaz!
Senaryoya göre; çok büyük bir ölçekli DEPRAM 3 tarafı
denizlerle çevrili bir yarımada ülkesine altından kalkılamayacak ölçekte bir hasar verir.
Yarımada ülkesi mevcut imkânları ile kontrol edemediği
deprem sonrası gelişmeleri ülkeyi KAOS’a ve KARMAŞA’ya taşır.
Hemen ardından da iç
savaş boyutunda çatışmalar
başlar.
Artık DEPREM ülkesindeki demokrasi ciddi
boyutta tehlikeye girmiştir...
NATO ve Batı düşmanı olan
Rusya, İran ve hatta Çin tarafından işgal edilmesi ve NATO/Batı ülkeleri ile
sınır komşusu olması tehlikesi oluşmuştur.
Bu gelişme ise Batı dünyası ve NATO için asla kabul edilemez bir durumdur..
Sıra ABD’nin (ve
NATO) 96 saatte Ankara'yı işgal etmesi senaryosunun hayata geçirilmesine kalmıştır.
Bu aşama; Harekât Raporunun
12’inci sayfasında, Kırmızı Ülkesinin DEPREM sonrası işgaline dayanan bir Simülasyon olarak açıkça görülmektedir.
Simülasyona göre:
Kırmızı Ülkesi doğal afet yaşar ve hukuki olarak sahip
olmadığı adalar Mavi Takım tarafından ele geçirilir!
Fransa, Yunanistan, İsrail (vb) ülkeler ise bu süreçte ABD
ile beraber hareket edeceklerini değişik zaman dilimlerinde beyan etmişlerdir.
Tüm buraya kadar yazmış olduklarımın çoğu kimselere için
zaten malum bilgiler olduğu şüphesiz.
Lakin
asıl meramımı ve mesajımı bu yazımın sonuna sakladım!
Bütün askeri tatbikat kurguları ya planlanmış bir gerçek
operasyon ya da olası senaryolar üzerine simüle edilir.
Bu tatbikatın ana öznesi olan DEPREM günümüz dünyasında ve meydana gelişi ve diğer tüm yönleri
ile başta akademik kimlikli bilim ekipleri ve olaya ilgi duyan milyonlarca kişi
tarafından derinlemesine araştırılmakta ve her türlü bilgi alanı didik didik
edilmektedir.
İşte bu araştırmalar sonucunda ortaya çıkan TESLA DEPREM
CİHAZI, TEKNOLOJİLER HAARP, ELF, CHEMTRAILS, GEO-ENGINEERING, WEATHER MODIFICATON,
FRACKING/FRACTURING (VB) gibi teknolojilerin çoğu “SIR” olmaktan çık(arıl)mış
kullanan ülkeler sınırlı da olsa, itiraf mahiyetinde açıklamalar yapmak zorunda
kalmıştır.
Bu teknolojik ürün ve projeler yalnızca Amerika’da için
alınan patentlerin sayısı ise yüzlercedir.
Sona Doğru:
Kendini 2.Dünya Savaşından beri dünyanın
jandarması olarak gören ABD’nin DEPREM’e karşı olan alakası ve ilişkisi elbette
ki askeri tatbikat senaryosundaki bir küçük ayrıntı değildir.
Yaklaşık çeyrek YY’dır
Irak’ın kuzeyinde ve Suriye’de FETÖ gibi kendi imalatı olan dünyanın eli kanlı en
büyük terör örgütü olan PKK uzantısı KÜRT unsurlarını yanaşık düzene sahip
formal bir askeri ordu haline getirme çabası içindedir.
Keza Adalar Denizindeki
ve Yunanistan’ın kuzenindeki askeri yığınakları, Akdeniz’deki (ve Karadeniz)
donama gemileri, Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki yapılanması, Türkiye karşıtı ülkeler
ile yaptığı askeri tatbikatlar ve kışkırtıcı sözde ticari faaliyetler çok açık
bir “NİYET BEYANI”dır Amerika’nın…
NİYET ise;
Siyonizm’in kucağından kalkan, IMF ve
Dünya Bankası boyunduruğundan tamamen kurtulan, CFR, Bilderberg, Bohemian
Grove, B’nai B’rith, Skull & Bones, Trilateral Comission, Davos (vd.)
kararlarına direnen bir Türkiye’yi tedip ve terbiye etme meselesidir.
100 önce, yazılmayan bir Amerikan
işgali ile BATI kölesi yapılan Türk’lerin vesayet prangasını parçalayarak müstakil
bir bölgesel ve küresel güç olma yönündeki kararlı ve güçlü ilerleyişinin
durdurulması meselesidir…
Dolayısı ile:
MÜDAHALE (işgal) kaçınılmaz olmuştur.
Sıra SEBEP yaratmaya gelmiştir!
Ve bulunması de uzun sürmeyecektir!
DEPREM !!!
İşte bu aşamadaki en KAHREDİCİ soru şu’dur!
DEPREM için ALLAH (cc) kanunları ve bilinmeyen
bir kader tarihi mi beklenecektir !?
Yoksa;
Üzerine TATBİKAT yapılacak kadar nesnel bir
gerçeklik olduğunu varyadığım(ız) teknolojiler mi kullanılacaktır !?
Sorunun yanıtı sanırım HERKES için aynıdır!
Demem o ki;
Artık bu kadar deşifre olmuş, üzerine
binlerce makale, kitap, istihbarat raporu ve film yayınlanmış, akademik
araştırmalar yapılmış ve doktora tezleri yazılmış olan HAARP, TESLA ve
benzerleri gibi deprem tetikleyicisi olarak ta kullanılan mevcut teknolojileri yok
saymak çok büyük bir gaflet, delalet ve dahi ki ihanettir!
Bu noktada bir ayrıntı da ben vereyim:
Siyonizm’in “Bin Yılın Meydan Okuması”na yanıt İstanbul’da verilmiş ABD
Deniz Kuvvetleri USS NITZE Gemisi’nin Büyük İstanbul Depremi yaratmak için taşıdığı
“Tesla Deprem Frekans Jeneratörü” Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin elinde olan ve
KORAL’ımızın bin katı daha tesirli olan daha farklı bir teknoloji ile bloke edilmiş ve gemiden basılan güçlü ELF dalgalarının ancak üretebildiği bir 2.8'lik küçük bir Kağıtane sarsıntısı ile bertaraf edilmiştir.
İstanbul depremi rüyası elinde
patlayan Amerika bunun üzerine B Planı olan Maraş Depremini Fracking &
Fracturing çalışmaları ile önceden hazırlamış olduğu Pazarcık ve Kürecik gibi
lokalizasyonlar üzerinden tektonik stresi yüksek fay hattını tetikleyerek
gerçekleştirmiştir.
Dolayısı ile:
Birinci amaç hâsıl olmamış ve “Ankara’nın
96 Saatte İşgali” rüyası bir başka bahara kalmıştır.
Tabii Amerika o bahara kadar kendisi
ayakta kalabilirse..
Şimdi sıra:
Türkiye, Rusya, Çin (vd.) devletlerinin Akdeniz’de
yapacağı dev bir ortak deniz tatbikatındadır!
Gün sonunda kazanan TÜRKİYE ve İNSAN
NESLİ olacaktır!
TÜRKLER KAZANACAK!
BİZ KAZANACAĞIZ!