11 Temmuz 2025 Cuma

İKLİM YASASI VE 1909'DAN BERİ İŞGAL ALTINDA OLAN TÜRKİYE

İçinde tek bir Türk’ün dahi olmadığı “THE NATIONAL BANK OF TURKEY” adlı bir sözde Merkez Bankası, 16 Nisan 1911'de Londra'daki CITY adlı ‘Özerk Bölge’deki 50 Cornhill adresinde Rothschild's Baronları, Siyonist İngiliz ve Yahudiler, 2-3 Hain ve işbirlikçi Jeunes-Turcs zibidisi ve bir-iki Ermeni tarafından kuruldu! 

Osmanlı'nın tüm hazineleri, tapuları ve uluslararası hisse senetleri son meteliğine kadar İngiltere’ye, vagonlarla bu Siyonist Bankaya taşındı

1932 yılı sonuna kadar bu adreste Siyonist Yahudi ve İngilizlerin, Ermenilerin, Rothschild'lerin ve bir-iki JonTürk hain zibidisinin kontrolünde kaldı bu çakma Merkez Bankası. Ve Cumhuriyet ekonomisinin amir hükümlerinin karar ve icra merkezi oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti tek bir tanesi bile milli olmayan birebir kopyalanmış EMPERYALİST Batı (Gâvur) Kanunları ve teslimiyetçi andlaşmalar (satışlar) ile kuruldu...


Lozan'a “GALİP” değil “MAĞLUP”  bir millet olarak gidildi maalesef.

"LOZAN ANDLAŞMASI" adı altında SEVR dayatıldı ve metazori imzalattırıldı.

(Antlaşma; 6-7 adedi hariç, tamamı “Sevr Maddeleri” ile oluşur)

Her iki ülkedeki monarşileri yıkma amaçlı suni Yunan Türk dalaşı biter bitmez derin bir Yunan sevdası ve kripto Yahudi Venizelos aşkı başladı.

O derece ki; Anadolu'da çok ağır bir soykırım yapmış olan ve ağır tecavüzler gerçekleştirmiş olan Palikarya Atatürk’ü Dünya Barış Nobel’i için aday dahi gösterdi. Gününüzün parası ile milyarlarca dolar sermayemiz Yunanistan’a aynı ve nakdi destekler olarak aktı.

İngiliz, Fransız, İtalyan, Alman monarşisi ve Bolşevik prensleri ülkemizi kendi ziyaretgâhları yaptı.

Türkiye'deki neredeyse bütün milli KİT'ler, yapı ve Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha benzeri Enstitüsü’ler Rockefeller sermayesi ve talimatları ile kuruldu. Washington'da Rockfeller ve Ortodoks ortaklığı ile kurulmuş olan "Bizans Enstitüsü"(!) gibi casusluk yapıları ile başta Ayasofya ve saraylarımız olmak üzere bütün milli varlıklarımıza çöküldü.

Türk Milleti dünyanın gelmiş geçmiş en ağır kültür emperyalizmi ile Batılılaştırıldı. Dilinden, dininden, tarihinden, kabullerinden, folklorundan, öz kimliğinden ve kültüründen koparılmış mutant bir millet imal edildi. Direnenler toplu infazlara maruz kaldı. Milli Türk başlıkları olan Börk ve Kalpak yasaklandı. Türkülerimizin radyolarda çalınması ve eğlence merkezlerinde okunması yasaklandı. "Allah" diyenler, Arapça sure (dua) okuyanlar "ayin yapıyor" diye eziyetler gördü ve hapislere atıldı.

Tüm milli varlıklarımız ve servetlerimiz (çok büyük araziler, kıymetli gayrı menkuller ve şehirler) yağmalandı. Cumhuriyet Hükümeti 10. Yıl Marşına işte bu ahval ve şerait içinde hazırlandı. Tam 114 yıldır 'MASA'lara (Yönetim ve İdare) ve 'KASA'lara (Sermaye) tek bir TÜRKOĞLU TÜRK getirilmedi. Gelmeye çalışanlar öldürüldü veya bertaraf edildi.

 

GELELİM PARİS İKLİM ANLAŞMASI 

VE 

ONUN TÜRKİYE UZANTISI OLAN “İKLİM YASASI” MESELESİNE:


Şimdilerde 3-5 zibidi çıkmış "İKLİM YASASI MİLLİ DEĞİL!” yaygarası koparıyor.

İyi de çocuğum, senin neren milli?

Senin ve çevrenin sağlığını kurmakla görevli tek kurum olan Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Enstitünün bile Rockefeller bahşişi (27 Mayıs 1928) ile kuruldu! (2011’de Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile kapatılmıştır.)


Hem sen MİLLİ BİR YASA hazırladın da biz olmaz mı dedik?

Yalan dolan naralar atılarak yapılan meydan şebeklikleri ve bu mecrada toplaşarak kendine şöhret arayan bilimden, akıl ve hikmetten uzak içi geçmiş aveneler ile varmak istenilen makam, yer, adres, hedef neresidir? Sen İKLİM YASASI diye ortalığa hoplamışken Türkiye’miz her Allah'ın günü çok ağır toksik CHEMTRAILS spreylemeleri ile zehirleniyor. Tepemizden aşılanıyoruz!

TRANSHUMANIZM tam gaz!

CHEMTRAILS spreylerinin havadan saldığı Nano-Robotlar, bedenine girdiği her canlıda CRSPR-Cas, yani DNA cerrahileri gerçekleştirerek seni dönüştürüyor. 

Ağır bir metamorfoz içindesin. MUTANT olmana sadece çeyrek kaldı! 

Hiç bilmediğin ve öğrenmekte istemediğin BİR AKIL senin neslini bitiriyor!

Bu çok katmanlı örtülü saldırı araçları, halen yüksek yoğunlukta devam etmekte olan “HİBRİT SAVAŞLAR”ın en ağır enstrümanlarıdır

Yaygaralar koparmayı ve kıytırık meydan şovları ile naraları atmayı bırakın!

Küresel elitlerin karşısında bir cızırtı mertebesinde bile değilsin…

Kendinize bir meslek edinin!

Alın terinizle para kazanın!

Çoluk çocuğunuza helal bir miras ve erdemli bir şöhret bırakın!

Türkiye’mizin havadan zehirlenmesine ve bizi giderek çölleştiren kuraklığına ve BİLİMSEL(!) çareler arayın!

Küresel Sermayenin bu ve benzeri dayatmaları ile artık rutin olmuş toksik saldırılana ve Bağlayıcı Andlaşmalarına elbette HEPİMİZ karşıyız.

Ama “Karşıt Terörü” üretilmesine de karşıyız!

Uzun yıllardır toplumu bu tür asimetrik saldırlar konusunda bilgilendiren, tedbir, çare ve çözümler üreten, bilimsel yayınlar yapan, tehlikenin geniş halk kitleleri tarafından duyulmasını ve öğrenilmesini sağlayan aklı başında vatanseverlerin ve insan/canlı eksenli çalışmaların dibine darı ekmekten vazgeçin.

Benden söylemesi...


Ali Aslan Dodurga

Türk

Türkoğlu Türk

Ve Müslüman